12 Ekim 2009 Pazartesi



Aşk ile Öyle Sarhoş Olmuşum ki…
Hani, pişmek yanmak kadardır ya!… Fuzûlî’ye göre aşk öyle bir ateştir ki, ruhları bin türlü kirinden arıtır ve gönülleri yaktıkça âşığa itibar kazandırıp rütbesini arttırır. Aşk işinde başarılı olmak, sevgilinin iltifatını ve aşkını kazanmak için bu yanışın derinlikli olması gerekir. Ne kadar çok yanarsa âşık, o kadar pişer bu meydanda. Çünkü bütün dertlerin çaresi aşktır, ötesi büyük bir boşluk… Tasavvuf, ilâhî aşkın o uzun patikalarında karşılaşılan güçlükleri aşmak, dikenleri çiğnemekle, belki onları aşk duyan gönüllerde yakmak, belki de bizzat gönülleri aşkta pişirmekle hedefine varır çünkü. Aşk bir sarhoşluk ise, onun niceliğini en iyi Fuzûlî anlar. İşte beyit:Öyle sermestem ki idrâk etmezem dünya nedirBen kimim, sakî olan kimdir, mey ü sahbâ nedir
Aşk ile öyle sarhoş olmuşum ki artık bilmiyorum
dünya nedir? Ve bilmiyorum, ben kimim;
bana bu içkiyi sunan da kim; içki ve kadeh nedir?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.